Çolak Cemal’ım vardı saygı değerdi
Ne desen peki der boyun eğerdi
Mehmet Özkan,Mutlay’ı anaları severdi
Kokar burcu burcu burnuma köyüm

Şevki’m vardı akraba düşerdi
Kim yanına varsa öne düşerdi
Öksüz Hacı vardı oda genç gitti
Kokar burcu burcu burnuma köyüm

Salih Yıldırım’ın Ali’si vardı
Yiğit karekterliydi sofrası vardı
Birde Ahraz, Hasanın Yusuf ile Hoca vardı
Kokar burcu burcu burnuma köyüm
Ekizim vardı sanki hekimdi
Yarım ömrün Karadam da bitirdi
Hacı Hüseyin,Kör Irıza nerede
Kokar burcu burcu burnuma köyüm
Hepisini koyamıyorum sıraya
Bayram Ay’ım melhem olurdu yaraya
Koca Mıstık birde Emin Kara’ya
Kokar burcu burcu burnuma köyüm
Elması,Haceri,Senem karısı
Çoğu gitti şu ömrümün yarısı
Çopur kız ile Filik, Döndü karısı
Kokar burcu burcu burnuma köyüm
Başım alıp diyar diyar gezeyim
Unutmuşum Terzi Ömer’i de yazayım
Kel Fati ile Dandığımı yazayım
Kokar burcu burcu burnuma köyüm
Böylemiydi yaratanın töresi
Çok genç gitti nazende’nin Âlisiyle Sunası
Kâtibin Oğlunun Atalay’ı taze Lalesi
Kokar burcu burcu burnuma köyüm
Mehmet Orhan hiç durmadan uyurdu
Göçmen Ali sela ile ölümünü duyurdu
Mükremin ile Ömer Solmaz’ı da ayırdı
Kokar burcu burcu burnuma köyüm
Kadir Özler ile Mahmut böle düşerdi
Bilalım başın alır yola düşerdi
Mehmet Doğan her şeyini başardı
Kokar burcu burcu burnuma köyüm
İhsan’ım var idi iyi ustaydı
İbrahim Şahin’de biraz hastaydı
Hüseyin Durak vardı oda ustaydı
Kokar burcu burcu burnuma köyüm
Ahmet Terazi’m oda genç öldü
Göçmen Zühtü vardı hani ne oldu
İşaretle konuşurdu Mahmudum öldü
Kokar burcu burcu burnuma köyüm
Hasan Toygan vardı çileli öldü
Hasan’ın Yusuf Onkoloji de az yattı
Öksüz Orhan’ım kendi kendinden oldu
Kokar burcu burcu burnuma köyüm
Kusura bakmayın hangisini yazayım
Mısralarım sıra sıra dizeyim
Hele gidip mezarlığı gezeyim
Annemin mezarını bilmiyom dostlar
Sayamıyorum sırasınca hepisin
Kim götürdü şu dünyanın tapusun
Mevlam kapatmasın hiç kimsenin kapısın
Kokar burcu burcu burnuma köyüm
ABDİ KÖYÜNDEN
YAŞAR ŞAFAK -
2006-12-09
ANKARA

BİLİRMİSİN ?...
Şiir yazdım okur musun?
Anlamını bilir isen
Haydi, kırlara çıkalım
Yalın ayak yürür isen
Çile nedir sen bilemen
Sen tarlada doğmadın ki
Azar nedir bilemezsin
Çünkü yetim kalmadın ki
Sen dışarı çıkamazsın
Gurbet nedir görmedin ki
Ben sana insan diyemem
Yetim gönlü almadın ki
Yazdığım gitmesin güce
İyi oku hece, hece
Gün batanda gelir gece
Kuru yerde yatmadın ki
Bilmem eviniz kaç derece
Sıcak oldu aç bir pencere
Hele üşü tek bir gece
Çünkü tezek yakmadın ki
Çok çalışır hiç yorulmaz
İşte ona köylü derler
Allah dan korkmayan beyler
Onun hakkı yenilmez ki
Şimdi hayat oldu hızlı
O Köylüdür kaba sözlü
Çalışır gelinli kızlı
Niçin hakkı verilmez ki
Burada bağlayım sözümü
Yedin özümü, özümü
Toprak doyursun gözünü
Yılan kadar olmadın ki
Yaşar ŞAFAK
2.Mart.2002
AYRILIK
Seyrek ağaçtan orman mı olur
Birazcık sözümü dinleyin ne olur
Bayramdan bayrama yanına gelir
Evlat kardeş dediğin bu işte
Yanlızlık Allaha mahsus yabana atma
Faydan olmasa da başından atma
Peşin alıp ta veresi satma
Evlat kardeş dediğin bu işte
Hasretlik çok acı dayanılmıyor
Kalleş olmuş insan güvenilmiyor
Yaprağı çok ama meyve vermiyor
Evlat kardeş dediğin bu işte
Gönlüm ister bir arada olsaydık
Birbirimizin kıymetini bilseydik
Çiçeğini aramızda derseydik
Evlat kardeş dediğin bu işte
Elkızı girince bir şey gelmiyor elden
Gönül vazgeçer mi dikenden gülden
Herkes gidiyor ayrı bir yoldan
Kardeş bacı dediğin bu işte
Acı günde vah demeler boşuna
Günler gelip geçiyor gitmez hoşuma
Yine kaldın Yaşarım yalnız başına
Kardeş bacı evlat bu işte
Yaşar ŞAFAK
15.Ekim.2008
ANNE
Annem sen sağken küçüktüm az bilirim
Gel diyorsan ben yanına gelirim
Ne olur ölme anne öksüz kalırım
Sen öleli daha gülmedim bil anne
Çok çektim zahmeti ettiler cefa
Yoksun anne kimden beklerim vefa
Herkes sürüyor dünyada sefa
Çocukların yetim kaldı duy anne
Sen borcunu ödedin acısı bize
Ben böyle yazıyorum gitmesin güce
Ne kapı koydular nede pencere
Hanemizi viran ettiler anne
Yıllar yılı ben yolunu beklerim
Eski derde yenisini eklerim
Tahammül mü kaldı senin oğlunda
Hasretim çok büyük artık gel anne
Biraz daha ya zam derdim bitmedi
Yaşım atmış oldu öksüzlüğüm bitmedi
Ocağımızda iyi duman tütmedi
Rüzgâr mı esmedi ateş mi söndü ne anne
Çok çektin çileyi ciğerim yandı
İki kızın bir oğlun var idi
Daha çocuktum gözüm kör idi
Kıymetini bilemedim duy anne
Hatırlıyorum sende hasta yatardın
Biliyorum çok acılar çekerdin
Burnuma reyhan gibi kokardın
Hasretliğini çekiyorum duy anne
Nasılsın anne hatır sorarım
Herkese küskünüm yoktur moralim
Su vermediler, çiçeğim soldu
Elveda demek geldi, duy anne
Sağlığında öpemedim elini
Aç baharda koklayayım gülünü
Yıllar geçse bekliyorum yolunu
Bayramlarda bari artık gel anne
Alnımıza yazılmış bu kara yazı
Ruhuna Fatiha ile bitirim sözü
Çok erken batmış seher yıldızı
Hava çok karanlık göremiyorum anne
Ne olur anne küsme sen bana
Gelip hatırını soramıyorum
Gönlüm arzuluyor her an gelmeyi
Demediler mezarını bile miyom duy anne
YAŞAR ŞAFAK
25. Şubat. 2002
‘’’’’’’’AH SOKAKLAR ‘’’’’’
Yürüyorum, bir sonbahar sabahı!
Sungurlu sokaklarında,
Tunç renkli yapraklara!
Baka, baka,
Acıları, hüzünleri tadıyorum!
İşte bu ıssız sokaklarda,
Yeter artık diyor!
İsyan ediyorum kâinata,
Acıyorum kimsesiz insanlara!
Bir sonbahar sabahı,
Sungurlu sokaklarında.
ALİ TERAZİ
SUNGURLU