Bir zamanlar Nevşehir vilayetinin Kozaklı ilçesine bağlı Abdi köyünde el sanatları son derecede gelişmiş olup, aynı zamanda çok çeşit türlere sahipti, Bunlar; halıcılık, kilimcilik ve kadınların yaptıkları dantel, işleme, mekik oyaları ve iğne oyaları gibi işlerdi. Abdi köyü yöresi kilimleri, Anadolu’da dokunan kilimlerin birçoğu ile aynı özellikleri taşımakla birlikte, kendine has bir yapıya sahiptir. Değişik motifler taşımaktadır. Bunlardan en önemlisi kilim ve halılarda gözüken motiflerdi, bu motifler geometrik şekiller ve çiçek motifleri biçiminde işlenmiştir. Diğer yöre kilimlerine bakıldığında dokuyan kişilerin sabır ve yeteneklerinin ne kadar geliştiğini görmek mümkündür.
Ninelerimizin ve annelerimizin dokudukları sedir ve yastık halılarda bunlar daha iyi görülmektedir. Bunlar kullanıldıkları yere göre boz çuval, nakışlı çuval, çalmaçuval boz heybe,nakışlı heybe ve halı heybe olarak adlandırılmıştır. Kilimler kendilerine has özellikleri ile çubuklu, sandıklı, ibikli, karayemeni,turuncugiller,çiğdem torbası,filikli ve karakıllama olarak adlandırılırlar.
Bir zamanlar Abdi köyünde dokunan halılar, Türk halı sanatının önemli bir bölümünü oluştururdu. . Bu halılar, incelikleri yanında geleneksel motiflerin sürdürülmesi açısından da halı dokuma sanatının gelişimini belgeleyen kültürel miraslarımız ve eserlerimizdendir. Bu halı ve kilimlerin ana hammaddesi yün ipliğidir. Yün ipliği Abdi köyünün halkının kendi yetiştirdikleri koyunlardan kırkılan yünlerden elde edilirdi. Kırkılan yünler, yıkanır, eğrilir birçok iş ve işlemden geçirildikten sonra ipler kelep haline getirilirdi. Bu yün iplerden istenilen rengi elde etmek için has kökboyaları kullanılırdı.İstenilen doğal rengi elde etmek için boyama esnasında soğan kabuğu,ceviz yağrağı ve kök boyalar kullanılırdı. Boyama işlemi teş denen bir araç ve gereçlerin içerisinde kaynatılarak ve istenilen renk elde edilirdi. Boyanan ipler kurutulduktan sonra büyük bir emek harcanarak yumak veya menik şekline getirilirdi. Bu renkler doğal renklerdi. Dokumalarda genellikle yaygın olarak kırmızı, beyaz, siyah, gri, mor ve yeşil renkler kullanılırdı. Dokumalardan elde edilen ürünler Minder, yastık, taban ve sedir halıları, boz heybe ve boz kilim, boz çuval ve nakışlı çuval, nakışlı heybe ve çıbıklı kilim olarak boylarına ve kullanma yerlerine göre sınıflandırılırdı. Yıllar önce kullanıldıkça değerleri artan bu halılar ve kilimler çok yayın olarak kullanılırdı.
Artık bunlar pek kullanılmamaktadır. Yıllar önce Abdi köyünün kadınlarının emeği ve göz nuru olan bu halılar ve kilimler bilenler tarafından makine halısı karşılığında köyümüzden toplanmıştır. Makine halısına aldanan Abdi köyü halkı malisef bu sanat eserlerini bir bir ellerinden çıkarmışlardır. O desenler ve geometrik şekiller başkaları tarafından şimdi kullanılmaktadır. Bu nadide bulunan kültür mirasımız malisef elimizden çıkıvermiştir. Çok az bir kısmı köyümüzde bulunmaktadır. Dilerim bu kültür hazinemizi bir köy konağında toplar bir Abdi köyü müzesi haline getirebiliriz. Buna varım diyen muhtar, ihtiyar heyeti ve köylümüz bulunur bizde köye vardıkça bunları gezer kültürümüze sahip çıkıldığını görebiliriz.Aşağıda bulunan fotoğraflar bizzat Abdi Köyünde üretilmiş el sanatlarına aiittir.
Saygılarımla... Yazan: Ali TERAZİ 11.09.2009 SUNGURLU
HALI VE HALI DESENLERİMİZ;
KİLİM VE KİLİM DESENLERİMİZ
HALI VE KİLİM DOKUMALARINDA KULLANILAN ARAÇ VE GEREÇLER
OYA VE EL İŞLEMELERİMİZ
Aşağıdaki ürünlerin tamamı Abdi Köyüne aittir.
KINA GECELERİ; 02.07.2009 tarihinde Abdi köyü halkından Osman DOĞAN oğlu
Yener DOĞAN'ın Ankara'da yapılan kına gecesinden çekilen fotoğraflar.Gençlere ömür boyu mutluluklar dileriz.19.07.2009
TANDIR;
Abdi Köyünde evlerin tamamında ocaklık denen yerde, 30-40 santim çapında ve 50-60 santim derinliğinde tandır ocakları vardır. Bu tandırın kenarları hevenk veya tuğla ile örülür ve üstü ateş toprağı ile muntazam şekilde sıvanır, en altta hava alması için yeteri kadar genişlikte delik bırakılır.Bu tandırlar ocaklığın duvarla birleşen yerin ortasına eşilerek yapılır ve tam ortasına hava deliği yapılır,bu delik tandırın oksijen alarak yanmasını sağlayan deliktir.(Bu oksijen deliğine Abdi köyünde KÜLBE denir,Diğer bazı köylerde ise SİNDİK diyorlar)Tandır ocağında su ısıtılır,süt pişirilir,yemek yapılır ve hepsinde de önemlisi yufka ve kömbe yapılır. Yufka ekmeğin ve kömbenin pişirilmesi çok beceri isteyen bir iştir. Tandır yakılarak iyice ısıtılır ve yufka ondan sonra pişirilir.Tandır üzerine konan saçın ısı ile kıvama gelmesi çok önem arz etmektedir.Eğer saç kıvama gelmez ise ısı çokluğundan yufkalar yanar veya iyi pişmez.
Tandırda yakacak olarak çalı-çırpı, odun parçası, ot-çöp, hatta samanla karıştırılmış koyun-keçi gıgısı (dışkı) saçma kullanılır. Tandır yanmakta iken üzerine uzatılan yassı demirler üzerine su kazanı konularak su ısıtıldığı gibi, ihtiyaca göre yemek tencereleri konularak bir veya bir kaç çeşit yemek de pişirilirdi.
Yufka; Abdi köyünde eskiden bazı evlerde yufka her gün bazı evlerde ise üç beş gün ara ile yapılırken,şimdi artık yıllık veya altı ayda bir yapılır olmuştur.Artık köylümüz üretimden vazgeçmiş şehirden hazır alıp yeme durumuna gelmiştir.Şehirde üretilen ekmekler köylerde satılır hale gelmiştir.Yufka yapılamaya başlanmadan önce bunun hamurunun hazırlanması gerekir.Akşamdan yoğrulacak hamurun unu elenir,yoğrulacak hamurun suyu akşamdan hazırlanır.Suyun içerisine yeteri kadar kaya tuzu konur ve sabah ezanı ile birlikte hamur leğende (teşde) öze gelene kadar yoğrulur ve hamur hazır hale getirilir.Sonra tandır yakılır ve saç tandır üzerine konulur,saç bir taraftan kıvama gelirken,hamur yumruk büyüklüğünde beziler alınarak yufka yapmaya hazır hale getirilir.Ekmek tahtası üzerinde oklava ile hamur açılabildiği kadar ince bir şekilde açılır.Açılan yufka oklava üstünde kıvamına gelen saç üzerine serilir.Saç üzerine serilen yufka evirici tarafından eğri evreğeç ile ters yüz edilir,pişmeyen kenar kısımları sacın sıcak yerine ortasına getirilerek benek, benek pişmesi sağlanır.Eskiden Abdi köyünde sıcak yufkanın içerisine özellikle tulum (TULUK) ve çömlek peyniri konularak dürüm yapılır ve iştahla yenilirdi.Şu sırada Abdi köyü halkının büyük bir kısmı bu yufkadan mahrum yerlerde yaşamaktadır.
KÖMBE;
Tandırın üzerindeki kaplar alındıktan sonra kontrol edilir, ateş fazla ise üzeri küllenir ve istenilen sıcaklık elde edilince, hamur bazlama gibi açılarak ortasından ikiye bölünür, elle düzeltilip, bir yüzü su ile ıslatılarak (yapışması için) ıslak yüzü tandırın duvarına yapıştırılırdı.’Tandır dolunca üzeri kapatılarak ekmeğin pişmesi beklenirdi. Eğer kaza ile hamur ateşin üzeri ne düşmüş ise öyle bırakılır (küt düştü) sonra diğerleriyle birlikte alınır, külü temizlenirdi.
Artan hamur ikinci defa tandıra konur, ateş azalmışsa bir sapa (kösseği) ile külü karıştırılarak ateşin artması sağlanırdı.
Bulgurun faydaları nelerdir?
Bulgur, buğdayın kaynatılması, kurutulup kabuğunun soyulması ve değirmende öğütülmesiyle elde edilir.
Tahıl grubu beslenme piramidinin tabanında yer alan bulgur, sağlıklı beslenmenin vazgeçilmez gıdalarından biridir.
Sadece su ve buğdaydan oluşur ama protein, mineral, vitamin, posa ve lif açısından oldukça zengindir. Bunların yanında karbonhidrat değerinin düşük olması da onu değerli bir besin haline getirir.
Sarı ve esmer olmak üzere 2 tür bulgur vardır. Ancak boyutlarına göre de pilav için yada köftelik için ayrılırlar.
Faydaları;
Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Kansere karşı koruyucu özelliktedir.
B vitamini deposudur.
İçerdiği B1 vitamini, sinir ve sindirim sisteminin güçlenmesine yardım eder.
Çinko, magnezyum ve krom gibi mineraller içerir.
Günlük lif ihtiyacı 1 tabak bulgurla karşılanabilir.
Yüksek miktarda lif içerdiği için bağırsakların çalışmasını sağlar.
İçerdiği folik asit, anne karnındaki bebeğin zeka gelişimi üzerinde etkilidir.
Tencerede ince doğranmış kuru soğanlar yağda hafif kavrulur. İnce doğranmış domates, sivri biber ve tuz konur. 5 dakika pişirilir. Su ilave edilir. Kaynayan suya ayıklanmış, bol suda yıkanmış bulgur eklenir. Pilav suyunu çekince söndürülür. Demlenmeye bırakılır.
ABDİ KÖYÜ VİDEOLARI(2016)
Bugüne Kadar 251873 ziyaretçi (615052 klik) kişi burdaydı!