ABDİ KÖYÜ//KOZAKLI
ANA SAYFA
YENİİİ 2019 FOTOĞRAF
ABDİ KÖYÜ TARİHÇESİ
HERİKLİ TÜRKMENLERİ
ABDİ KÖYÜ FOTO (2-3)
ABDİ KÖYÜ FOTO (4)
KÖYDE İLKBAHAR 2011
2016 YILI FOTO
ÇEVREMİZİ TEMİZ TUTALIM:
MAHİR BAYTOK ÖĞRETMENİN ALBÜMÜ
VİDEOLAR (2016)
GALERİ
AĞITLAR(1)
FOTOĞRAFLAR ALBÜMÜ
AĞITLAR (2)
Sayaç
HALK OZANLARIMIZ
MEZARLARIMIZ(1)
MEZARLARIMIZ(2)
MEZARLARIMIZ(3)
admin mesaji
SÖZ,NİŞAN VE DÜĞÜN ALBÜMLERİ
UNUTTUKLARIMIZ
İZLE
ESKİ KÖY VE İNLER=>
FAYDALI BİLGİLER
KÖY ODALARI
YENİ HABERLER=>
VEFAT EDENLER ALBÜMÜ=>
OYUNLARIMIZ
=> 2010-2011- 2012 FOTO
YAZALIM
Kültür mirası
TABİAT SLAYTLAR
KADİR ARSLAN'IN ANISINA
ASLAN TERAZİ'NİN ANISINA
MAHMUT ARSLAN'IN ANISINA
YAŞAR ŞAFAK'IN ANISINA
KÜTÜPHANE
DENEME ÇALIŞMALARI
Yeni sayfanın başlığı
yeni sayfa



OYUNLARIMIZ
  AŞŞIK OYUNU;
Aşşık oynamak. Hayvanın ayak bileklerinden çıkan bu parçaya bu isim verilmiştir. Bunlar boyanır yada delinerek içine kurşun dökülür yada zift yapıştırılarak ağırlaştırılır şaka denilen esas vurmak ve çirtmek için kullanılan parça yapılırdı. Bu oyunda bilya gibi ya uzakdan diziye atılarak vurulup kazanılır yada bir çenber içinde çirterek diğer aşşıkları çizgi dışına çıkararak oynanırdı. Tabi kazanan diğerinin aşşıklarını ütmüş olurdu. Ütülen ütenden aşşık satın alabilirdi.


  BİLYE OYUNU;
Misket oyunu Yada Bilye oyunu . Bu oyun cam bilyelerin çeşitli biçimlerde dizilmesi ve uzakdan atarak vurulup kazanılması şeklinde yada bir çenber çizilip cenberin dışına vurarak bilyeleri çıkarıp kazanılması. Ve yahutda golf oyunu gibi delik delip onların içine vurarak düşürme şeklinde olurdu. Netice de kazanan diğerinin bilyelerini ütmesi şeklinde olurdu. Yani bir nevi kazanç kapısı idi.


 
ÇELİK OYUNU:

     Bu oyun iki grup arasında oynanır. Gruplar en az ikişer kişiden oluşur. Oyunda biri 15 cm. diğeri ise 70 cm.lik iki sopa bulunur. Düz bir yere çizgi biçiminde küçük bir çukur açılır. Çukurdan 5 veya 2  adım geride bir çizgi çizilir. Oyunda ebe yoktur.
Oyuna ilk önce hangi grubun başlamasını belirlemek için seçim yapılır. Seçimi kazanan grup oyuna başlamak için hazırdır.
Karşı gruptan bir kişi elindeki uzun sopayı önceden açılan çukurun üzerine yatay olarak koyar. Oyuna ilk başlayan kişi önceden çizilen çizgiden elindeki küçük sopayı
çukur üzerindeki sopaya atar. Vurur ise oyuna başlar.
Elindeki büyük sopa ile küçük sopayı havaya kaldırır ve vurur. Küçük sopa yere düşmeden önce yakalanır ise gruplar yer değiştirir.Yadeğilse tüm kişilerin devre dışı bırakılması için mevcut çukurun içine küçük sopanın girmesi veya
büyük sopaya küçük sopanın değmesi gerekir.
Birde bu oyunda kişilerin yeniden oyuna katılma usulu vardır.Kazılan çukurdan uzak bir mesafeye taş dikilir,çelme esmasında eğer küçük sopa o dikilen taşı geçer ise kaybeden kişi yeniden gruba dahil olur.Genellikle bu küçük sopaya çelik denir.Grupdaki kişiler ölür ve dirilir,bu ölme ve dirilme, oyuna kişilerin  devam etme ve etmeme olarak adlandırırlır.Bazı durumlarda çukur açılmaz,iki küçük taş 10 cm ara ile yanyana  bırakılır,küçük sopa(çelik)bu iki taşın üzerine
konularak oyun oynanır. Oyun gruplar  arasında bu şekilde devam eder...



  TOPAÇ ÇEVİRMEK;
Topaç çevirmek. özellikle kış aylarında buzun üstünde çevirilirdi. Çocukluğumuzun en güzel oyunlarından. Ucu kabaralı olurdu.



 Abdi köyünde oynanan değişik oyunlar;

 

   "Arı (Vız) oyunu", "Tura oyunu", "Berber oyunu",''Kayış oyunu'',''sinsin oyunu'',gibi oyunlar Abdi köyünde "Güvabaşı"
adı verilen damat ve arkadaşlarının düzenledikleri toplantılarda çıkarılırlar. Bu tür toplantılara kesinlikle küçük çocuklar ve belli
bir yaştan küçük olan delikanlılar alınmaz.
Artık bu oyunlarda oynanmaz oluşmuştur.
Ağırlıkla salon düğünleri yapılmaktadır.Bu oyunlar 1950 ile 1980 yıllarının oyunları olup,bugün hemen hemen hiç oynanılmamaktadır.
Bildiğim ve duyduğum kadarı ile bu oyunları bıraz anlatayım.

          SİNSİN OYUNU:
     
yanmış yağ ile kül karıştırılıp veya odun yakılır,
''Bazı zamanlar bu ateş yerede yakıldığı olmuştur.''
gençler onun etrafında çeşitli gösteriler yaparak döner
ve oynarla 1 metre yüksekliğinde bulunan varil  üzerine
konan saç (yuvarlak saç)üzerinde,
Çelme takarak birbirini yıkmaya çalışırlar,
bu oyunda yıkılan kişi görev alır ve dayak yemeye başlar,
ta ki bir diğer kişiyi yıkana kadar görevi devam eder.
Bu oyun davul ve zurnanın havasına bağlıdır.Bu oyuna ‘sissin’denir.Bu oyuna bazı yerlerde (simsim)  de derler.


             TURA OYUNU:

      Yöremiz düğünlerinde gençler, dayanıklılık, kuvvetlilik, çeviklik ve güçlerini ölçmek için oynarlar. Önceden hazırlanan örme ve kalın ipler tuzlu sulara batırılıp bir gün bekletilir. Davul - zurna eşliğinde
tura oyunu başlar. Oynamak isteyen genç ortaya elinde turası ile çıkar. Genellikle bacaklara vurulur. Birbirlerini yıldırıncaya dek devam eder. Yılanın veya dayağı çok yiyenin yerine başka biri oyuna girer.
     Abdi köyünde Galip YILMAZ'ın düğününde oynanan
tura oyununu gösteren bir fotoğraf aşağıdadır.



        DEVE OYUNU:
    Ben Abdi köyünde iki deve oyunu seyrettim,biri Hanifi YILDIRIM'ın
oğlu Hacı YILDIRIM,bir diğeride Kadir ARSLAN oğlu Emin ARSLAN'ın düğününde;
    Deve oyunu daha çok düğün günlerinde çıkartılan bir oyundur. Oyun günümüzde azda olsa oynanmaktadır.
Eskiden, daha çok davul zurna eşliğinde oynanan bu oyun Abdi köyünde, modern çalgıların girmesiyle unutulmaya başlanmıştır
Hazırlık: Oyunda dört kişi veya altı kişi yer alır. Oyunu oynayacak olan kişiler kendi aralarında önce bir deve maketi hazırlarlar.
İçerisine iki kişinin girebileceği bu ağaç maketin, üzerine örtü, kilim ve çul gibi şeyler örtülür. Devenin başı için sap kullanılır. Göz yerlerine iri boncuklar, ağız kısmına da bir iğne yerleştirilir. Devenin başı oynayacak şekilde yapılır. Boyun kısmına da öndeki kişinin önünü görebileceği bir delik açılır. Oyunculardan biri yüzünü boyayarak arap kılığına, diğeri ise gelin kılığına girer.
Oyun: Tüm hazırlıklar yapıldıktan sonra maketin altına iki kişi girer.
Öndeki kişi devenin başını sağa-sola, öne geriye doğru oynatır. Devenin üzerine de bir çocuk oturtulur. Oyunculardan biri deveyi çeker. Davul-zurna'nın eşliğinde büyük bir kalabalık ile önce damadın yakınlarından başlanarak, türküler eşliğinde, deve çökertilir.
Burada müzik eşliğinde gelin ve arap oynamaya başlar.
Bahşiş alınıncaya kadar deve buradan kaldırılmaz.
Bahşiş alındıktan sonra damadın diğer yakınları da birer birer dolaşılır.
Bu arada deveye veya deveciye takılan olursa, devenin başını idare eden kimse devenin başını öne eğerek, deveye sataşan kişiye ağzındaki iğneyi batırır. Deve, damadın bütün akrabalarını dolaşıp, bahşişini aldıktan sonra, oyun bırakılır.Oyuncular ise topladıkları bahşişleri aralarında bölüşür
veyâ davul zurnacıya verirler
 
       BERBER OYUNU :
   
  Bu oyunu bizzat seyrettim.Mehmet ŞAHİN oğlu Muharrem ŞAHİN'İN düğününde bizzat Babam Osman TERAZİ'yi tıraş ettiler,
o yıllrda ben çocuktum,babama yapılan bu eziyet için ağlamıştım.Bu nedenle bu oyunu hiç unutmadım.
  Hazırlık: Bu oyun, bir berber, bir çırak, bir müşteri olmak üzere üç
kişi arasında oynanır. Oyun toplumsal uygulamalara dayanan bir oyundur. Daha çok kına gecelerinde, güvabaşı toplantıların da ve şenliklerde oynanır. Oyuna başlamadan önce hazırlık yapılır ve soba maşası, süpürge, un, kayış, keven, su, havlu, sandalye, önlük gibi malzemeler hazırlanır.
Oyunun Oynanışı: Müşteri (sakallı kişiler tercih edilir) selam vererek berberin bulunduğu yere gelir. O anda çırak koşarak hemen müşteriyi karşılar ve sandalyeye oturtur. Hemen döşüne bir önlük bağlar ve
elinde bulunan kayışı müşterinin boynuna bağlar. Eline ustura olarak kullanacakları maşayı alarak, kayıştan tutar ve müşterinin bir ayağına basarak, maşayı kayışın üzerinde bir ileri bir geri olmak üzere kaydırarak bileyliyormuş gibi, her seferinde maşayı "şak" diye müşterinin çenesine vurur. Müşterisinin hazır olduğunu gören berber, çırağını bir kenara iterek karşısına geçer ve eline aldığı süpürgeyi suya batırıp ıslattıktan sonra tekrar una batırıp müşterisinin yüzünü fırçalıyormuş gibi yapıp bir güzel unla sıvar. Daha sonra keveni eline alarak iyice köpürtüyormuş gibi yaparak müşterisinin yüzünü
bir güzel kevenle fırçalar. Çırağını yanına çağırarak usturayı ister.
Önce kendi yüzünde deniyormuş gibi yapar ve
-Bu usturayı iyice bileyliyememişsin,
diyerek çırağına bir tane yapıştırır. Usturayı elinden alır, müşterinin ayağına basar ve kayışı tuttuğu gibi sıkıca çekip müşterinin boğazını sıkarak, bu kez kendisi usturayı kayışın üzerinde bir ileri bir geri kaydırıp, maşayı müşterinin çenesinde şaklatarak bileyler. Bileyleme işlemi bittikten sonra müşterisinin kıllarını maşanın arasına sıkıştırıp çekerek tıraş ediyormuş gibi yaparak, her seferinde;
müşterinin kıllarını çekip ona acı vererek bir güzel tıraş ederler.

     KAYIŞ OYUNU :
  
Kayış oyununu yedi kişi oynar. Bu kişilerden birisi ebe olur. Diğer oyunculardan iki kişi ebenin sağında, iki kişi solunda, bir kişi tam karşısında diz çökerek oturur.
Bir kişide, dizlerini karnına çekerek yere yumulur başı yere gelecek şekilde yatar. Ebe sağında, solunda ve karşısında yer almış olan kişilere sağ cenah, sol cenah, veyâ top 1, top 2, top 3 gibi adlar takar. Bütün oyuncuların ellerinde birer kayış yer alır. Ebe:
-Sağ cenah ateş,
dediği anda, sağ taraftakiler ellerinde bulunan kayışla ortada yatan oyuncuya vurur. Ebe:
-Sağ taraf dursun ön taraf ateş,
dediği anda karşısındaki oyuncu kayışı ile vurur. Ebe bu komutları mümkün olduğu kadar hızlı ve şaşırtmalı söyler. Oyunculardan biri yanlış vurduğu anda, yanlış vuran oyuncu bu kez ortaya yatar.
Oyun bu şekilde sürer...


       ARI (VIZ) OYUNU:
      Abdi köyünde bu oyunu 1960 ile 1971 yılları arasında ben,Erol KESKİN;Mustafa TERAZİ,Seyfettin ve Şerafettin SUBAŞI ile Sami BAHAR çok oynadık.
   Üç kişi ile oynanan bir oyundur. Oyunda bir kişi ebe diğer
oyuncular onun sağında ve solunda yer alırlar. Oyuncuların hepside ayaktadır. Ebenin sağında ve solunda yer alan oyuncular, elleri bacaklarına yapışık olarak hazır ol vaziyette beklerler ve yerlerinden hareket etmezler. Ebenin başında bir kasket yer alır.
Ebe iki elinin parmaklarını burnunun iki yanına götürürek orada birleştirir. Kapalı olan burnu ile arının çıkartmış olduğu "vııızzzz"
sesini çıkartarak, öne doğru eğilip arını uçuşu gibi belinden bükülüp daireler çizerek, aniden yanında bulunan oyunculardan birinin ensesine veyâ yanağına bir tokat patlatır.
Tekrar elini burnuna götürür ve aynı hareketleri tekrarlar ve yeniden yanında bulunanlardan birinin ensesine veyâ yanağına tokat patlatır. Yanında bulunan oyuncular ebe vuracağı anda ondan önce davranıp ebenin kasketine vurup düşürebilirlerse bu kez kasketi düşüren
kişi ebe olur. Oyu bu şekilde uzun bir süre devam eder...

      

ABDİ KÖYÜ VİDEOLARI(2016)
Bugüne Kadar 232758 ziyaretçi (581795 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol